ÖZET
Amaç:
İskemik inmeli hastalarda tedavi başarısını öngörmede serum ürik asit ve laktat düzeyleri ile ortalama trombosit hacminin rolünü araştırmayı amaçladık.
Sonuç:
Trombolitik tedavi sonrası komplikasyon gelişimi ile laboratuvar bulguları arasında anlamlı bir ilişki bulamadık. NIHSS skoru komplikasyonları öngörmede uygun bir parametre olabilir.
Bulgular:
Tüm hastaların %58,1’i erkekti. Gruplar arasında laboratuvar parametrelerinde fark yoktu. Başvuruda NIHSS skoru, taburculukta NIHSS skoru ve mRS skoru, tedavi sonrası komplikasyon gelişen grupta anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05). Laboratuvar değerleri gruplar arasında anlamlı farklılık göstermedi. Erken ölüm oranı komplikasyon gelişen grupta komplikasyon gelişmeyen gruba göre anlamlı derecede yüksekti (p<0,05). Tek değişkenli model, kabul ve taburculukta NIHSS puanının ve mRS skorunun komplikasyonlu ve komplikasyonsuz hasta ayrımında anlamlı etkinliğini ortaya koydu (p<0,05). Çok değişkenli modelde, taburculukta NIHSS skorunun komplikasyonlu ve komplikasyonsuz hasta ayrımında anlamlı ve bağımsız bir etkinliği gözlendi (duyarlılık =%83,3, pozitif tahmin =%30,8, özgüllük =%57,1 ve negatif tahmin =%93,8; p<0,05).
Yöntemler:
Çalışmaya serebrovasküler hastalık tanısı konan ve trombolitik veya trombektomi tedavisi alan 115 hasta dahil edildi. Hastalar komplikasyon gelişen ve gelişmeyen olarak iki gruba ayrıldı. Demografik özellikler, laboratuvar bulguları, Ulusal Sağlık Enstitüleri İnme Ölçeği (NIHSS) kabul ve taburculuk skoru ve Modifiye Rankin Ölçeği (mRS) skoru geriye dönük olarak incelendi.